top of page

Kitap | Sahipsizler

  • Yazarın fotoğrafı: Çocuk Edebiyatı Kitaplığı
    Çocuk Edebiyatı Kitaplığı
  • 8 Nis 2022
  • 5 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 8 Tem 2022

Hepimiz farklı farklı etiketlerle hayatımızı sürdürmeye çalışıyoruz. Bazılarınınki sanki alnına yapıştırılmış kadar belirginken, bazılarınınki ilk bakışta fark edilmiyor.


İsmini işte böyle bir etiketten alan Sahipsizler; insanların "istenmeyen" olarak baktığı beş yetimhane çocuğunun başından geçen bir dizi macerayı anlatıyor. 1886 yılında Amsterdam'da geçen hikâye, Küçük Lale Yetimhanesinde başlıyor.


Kitap; çocukların yetimhaneden kaçışını, dış dünyada verdikleri hayat mücadelesini, meraktan çatlatan aile arayışlarını, başlarına gelen belaları güç bela defetmelerini çok sürükleyici bir şekilde anlatıyor. Yaratılan biraz gotik biraz absürt atmosferle birleşince, kitabı okumuyor adeta içine giriyorsunuz.

Sahipsizler


Yazar: Hana Tooke

Çizer: Ayesha L. Rubio

Çeviren: Barış Purut

Yayınevi: Genç Timaş

Yayın tarihi: 2022

Sayfa sayısı: 384

Cilt tipi: Hem ciltli hem ciltsiz seçeneği

Yaş grubu: 12+

Ebat: 13,5*20,5 cm

Tür: Kurgu, Distopya

Temalar: Aile, arkadaşlık, gizem, macera, yaratıcı düşünme, cesaret, mücadele, farklılıklar, önyargı, fantastik, gotik, absürt

Etiket Fiyatı: 60 TRY (Ciltsiz), 75 TRY (Ciltli)



Kitabın Özeti


*Spoiler içerir.


Birbirlerini her durumda kollayan bu beş arkadaş, ailenin kan bağından ibaret olmadığının güçlü bir kanıtıdır. Hepsi birbirinden çok farklı olan bu beş çocuk, büyüdükleri berbat yetimhanede kendilerine bir aile kurmuşlardır.


Milou, henüz bebekken yetimhanenin kapısına küçük bir tabut, bir kukla ve üstüne harfler işlenmiş ipek bir mendille bırakılmıştır. Bu eşyaların bir anlamı olduğuna ve ailesinin bir gün gelip onu bulacağına olan inancı sonsuzdur. Yıllardan beri tuttuğu teoriler defterine, ailesinin kendisini neden terk etmek zorunda kaldığına ve ne zaman döneceklerine dair ürettiği birbirinden farklı senaryoları not eder. Bu fantastik senaryolar Milou’nun muazzam hayal gücünün bir ispatıdır.


Egbert, sanata olan yatkınlığıyla öne çıkar. Günlerini, şehrin kimsenin görmediği ayrıntılarını inceleyerek geçirir ve bu özelliği sayesinde yürüyen bir harita gibidir. Lotta, aralarında en bilgili olandır. Sorunlara hızlı bir şekilde çözümler bulan, kafasının içi fikirlerle dolu olan Lotta, ekibin beynidir. İki elinde de fazladan birer parmağı olan Sem’in, kıyafet onarma ve dikme konusunda olağanüstü bir yeteneği vardır. Yetimhanedeki çocukların yırtık ve eski kıyafetleri, Sem’in altı parmaklı becerikli ellerinden geçer. Konuşamayan Fenna, grubun en nahif üyesidir. Konuşamıyor olsa bile, duygularını ve düşüncelerini vücut diliyle bir şekilde anlatmayı başarır. Yemek yapmayı çok sever.


Sahipsizler, bu beş çocuğun başından geçen bir dizi absürt ve tuhaf macerayı Milou’nun ağzından anlatır. Zalim Gassbek, bir türlü evlat edindiremediği bu beş çocuktan kurtulmak için en az kendisi kadar kötü olan Rotman ile bir anlaşma yapar. Rotman’ın planı, çocukların beşini birden evlat edinip yük gemisinde çocuk işçi olarak ölesiye çalıştırmaktır. Elindeki çocuklar iş göremez hâle gelince, yine Gassbek’le yaptıkları anlaşma sayesinde, yetimhaneden yeni çocuk işçiler alacaktır.


Milou, Gassbek ve Rotman’ın hain planlarını duyunca ortalık karışmaya başlar. Gassbek’le aralarındaki arbede esnasında Milou’nun kuklası parçalanır ve içinden o zamana kadar fark etmediği bir saat çıkar. Apar topar yurttan kaçmak zorunda kalan beşli, Egbert’ın saatin üstünde yazan sayıların koordinat olduğunu fark etmesiyle, bu gizemli adresin yolunu tutarlar.

Kendilerini şehrin biraz dışındaki küçük bir köyde, terk edilmiş Poppenmill malikânesinde bulan beşlinin kalabilecekleri tek yer burasıdır. Zaten Milou, kukla ustası olan ev sahibinin babası olduğundan emin olduğu için, orada yaşamalarında bir sakınca yoktur.


Çocuklar, terk edilmiş evi kendilerine mesken edinmeye karar verirler. Fakat başlarında bir yetişkin olmadığının fark edilmesi, sahipsiz kahramanların yerinin çocuk bürosu tarafından tespit edilmesi ve sonrasında da evlat edinme belgelerini çoktan düzenlemiş olan Rotman’a teslim edilecekleri anlamına gelir. Çocuklar, uzaktan uzağa kendilerini dikizleyen meraklı komşularını kandırmak için evde buldukları eski bir kuklayı birkaç küçük hile ve göz yanılması ile babaları gibi göstermeyi başarırlar. Yine de kendilerine şüpheyle bakan biri vardır: Edna. Milou, bebeklik pusetindeki pençe izlerinin aynısını evinde gördüğü Edna’nın, ailesinin ortadan kaybolmasında parmağı olduğunu düşünmeye başlar.


Kuklayı babaları olarak yutturmayı başarmış olsalar da çocuk bürosundan gelen bir memur, sözde babadan beş çocuk için evlat edinme ücretini ister. Yetimhaneye ve dolayısıyla Rotman’ın eline tekrar düşmemek için parayı denkleştirmeye çalışan çocuklar, terk edilmiş malikânenin eskiden kukla tiyatroları düzenlenen salonunda sergileyebilecekleri bir kukla oyunu üstünde çalışmaya başlarlar. Korku ve hayalet temalı oyuna sadece köyden değil, şehirden de birçok insan gelir. Bütün biletleri satmayı başaran çocuklar, bu sefer paçayı kurtardık derken Rotman’ı karşılarında bulurlar. Çocuk bürosundan gelen memuru ikna etmeye çalışan çocuklar, yetmezmiş gibi bir de kendilerine hesap sormaya gelen ev sahibi Poppenmill’i görmenin şaşkınlığını yaşarlar. Milou, Poppenmill’e onun yıllar önce terk ettiği kızı olduğunu söylese de, Poppenmill böyle bir şey olmadığını açıkça söyleyerek Milou’nun bütün umutlarını yerle bir eder. Fakat tüm bu çılgın maceraların sonunda Milou’nun aradığı gerçek ortaya çıkar. Milou’nun annesi, Poppenmill’in 12 yıl önce ölen kızıdır. Babası ise, ilk günden beri bir gariplik olduğunun farkında olan Edna’nın kuzenidir.


Bu trajik gerçeğin ortaya çıkmasıyla, Edna, hem çok sevdiği kuzeni hem de en yakın arkadaşının çocuğu olan Milou’yu -ve tabii ki beraberinde diğer çocukları da- evlat edinir.


Mutlu Son ama Biraz Buruk Olanından

Hikâye mutlu sonla bitse bile de buruk bir tat bırakıyor insanda. İlk sayfadan itibaren Milou’nun annesine kavuşacağını zannedip sonrasında çoktan öldüğünü öğrenmek, Milou’nun hayal kırıklığını okuyucunun da bir nebze de olsa yaşamasını sağlıyor. Ailesinin bulabildiği tek üyesi olan dedesiyle gitmek yerine arkadaşlarıyla kalmayı seçen Milou, aile olmanın kan bağından ibaret olmadığının da altını iyice çiziyor giderayak.


Hangimiz Etiketlenmedik ki Şu Kalpsiz Dünyada?

Kitabın en güçlü mesajlarından biri, her insanın üstündeki etiketlerden çok daha fazlası olduğu gerçeğini hatırlatması. Her ne kadar sürükleyici kurgusu, gotik atmosferi, aile vurgusu ilk bakışta göze çarpsa da; üstüne uzun uzun konuşulacak gizli mesaj burada yatıyor.


Beş çocuk Gassbek tarafından hiçbir ailenin evlat edinmek istemeyeceği işe yaramaz, sevimsiz, “sorunlu” çocuklar olarak etiketleniyorlar hayatları boyunca. Kitabın orijinal adı da zaten buradan geliyor: “Evlat edinilemez olanlar”. Hâlbuki Gassbek’in onlara yakıştırdığı bu imajın çok dışında beş farklı karakter çiziliyor kitapta. Bu beş karakterin beşi de birbirinden farklı. Hepsinin zayıf tarafları olduğu kadar, kendilerini diğer çocuklardan ayıran birçok farklı özellik var. Pazardan karpuz seçer gibi çocuk seçmeye gelen aileler, doğal olarak bu çocukların aslında ne kadar eşsiz olduğunu fark edemiyorlar.


Hayatımızı bir film şeridi gibi hızlıca tarasak, hepimiz üstümüze yapışan ama aslında gerçeği yansıtmayan bir etiket bulup çıkartırız bir yerlerden. Hiç başıma gelmedi diyen varsa da tek açıklaması hayat boyu bir mağarada yaşaması olabilir. Çünkü etiketi laps diye yapıştırmak aslında insanoğlunun içgüdüsel bir davranışı. Bazen kendimizi korumak bazen de işimizi kolaylaştırmak için kafamızda kategoriler yaratıyoruz. Gördüklerimizi de başlangıçta bu kategorilerden birinin altına yerleştiriyoruz. Önyargılarımız da buradan geliyor aslında. Her ayrıntıyı, her yeniliği masaya yatırmak yerine işimizi kolaylaştırmak için bir başlığın altına yerleştiriyoruz.


Çocuklar Niye Okusun?

Yukarıda bahsettiğimiz mesaj, özellikle geçirdikleri döneminin fırtınalarıyla boğuşurken her şeyi tek boyutlu görmeye başlayan ergenlerin en azından durup bir düşünmesini sağlayabilir. Sınıfın ineği, çalışmak ve başarılı olmaktan başka bir özelliğe sahip değil mi mesela? Ya da okulun en acımasız zorbasının içinde hiç mi duygu kırıntısı yok? Ödevini geç teslim edince ucundan notunu kıran öğretmen gıcıklığından değil de başka bir sebepten bunu yapıyor olabilir mi?


Sadece başkalarını doğru anlayabilmek için değil; kişinin kendisini bir süre sonra üstündeki etiketten ibaret zannetmemesi için de bu konuya değinmek önemli. Arkadaşları tarafından nasıl algılandığına çok daha fazla önem vermeye başlayan ergenlerin, sahip olduğu bir özellik veya yaşadığı küçücük bir şey yüzünden etiketlenmesi ciddi özgüven sorunlarına yol açabiliyor.


Kitabın Teknik Özellikleri

Sahipsizler, İngiliz Penguin Random House'ın alt markası Puffin Books tarafından 2020 yılında yayımlanmış. Genç Timaş, orijinal ismi "The Unadoptables" olan kitabı, "Sahipsizler" ismiyle 2022 yılının ocak ayında basmış ilk kez. "Unadoptables" Türkçede tam karşılığı olmayan bir kelime olduğundan yayınevi, benzer şeyler çağrıştıran farklı bir kelime kullanmış ve "Sahipsizler" olarak çevirmiş kitabın adını.


Mart ayında ikinci baskıya giren kitap, ciltli ve karton kapak olmak üzere iki baskı alternatifiyle satışa sunuluyor. Konusunu, üslubunu ve özellikle de kapak tasarımını düşününce; kitabın ciltli versiyonunu da satışa sunmak çok isabetli bir karar olmuş.






Comments


© 2021 Tüm hakları Çocuk Edebiyatı Kitaplığı'na aittir.

bottom of page